İŞ HUKUKU ve İŞÇİLİK ALACAKLARI

İŞ HUKUKU ve İŞÇİLİK ALACAKLARI

19 Haziran 2017 Pazartesi

AYNI İŞVERENİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞ YERLERİNDE YADA FASILALI OLARAK GEÇİRİLEN SÜRELER

AYNI İŞVERENİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞ YERLERİNDE YADA FASILALI OLARAK GEÇİRİLEN SÜRELER
            
     1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 2. fıkrasına göre” işçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır.” Kanun maddesinden anlaşılacağı üzere 1 yıllık kıdem şartı başta olmak üzere kıdem süresinin hesaplanmasında kanun koyucu; işçinin mutlaka işverenin aynı işyerinde çalışmış olmasını aramamaktadır. Aynı işverenin değişik işyerlerinde geçirilmiş olan çalışma sürelerini de hesaba dahil etmektedir. Söz konusu değişik işyerlerinde farklı işkollarında yada farklı şehirlerde çalışmasında da bir engel yoktur.
            
    Yine aynı kanun maddesi uyarınca işçinin kıdeminin iş akdinin fasılalarla yeniden kurulmuş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin işyerinde veya değişik işyerlerinde çalıştığı toplam süreler göz önüne alınarak hesaplanacağı ön görüldüğünden, işçinin söz konusu işyerlerinde değişik zamanlarda çalışmış olması süre bakımından durumunu etkilemeyecek, kıdem açısından da tüm çalışma süreleri toplanarak hesaplanacaktır. Kanunumuz fasılalı çalışmalar konusunda ayrıma gitmemiştir.

ÖRNEK YARGITAY KARARI 

YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/12985
Karar Numarası: 2016/17225
Karar Tarihi: 09.06.2016
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı Kanun'un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
Dosya içeriğinden, davacının, davadışı alt işverenler nezdinde davalı ...'ne bağlı işyerinde çalıştığı ve 10.05.2008-07.09.2009 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için davacıya 913,30 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, kıdem tazminatı hesaplanırken bu ödemenin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Şu halde, yukarıda açıklandığı üzere, yapılan ödemenin avans olarak değerlendirilip, kanuni faizi ile birlikte belirlenen kıdem tazminatı hesabından mahsubu gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder