AYNI İŞVERENİN BİR VEYA DEĞİŞİK İŞ YERLERİNDE YADA FASILALI OLARAK GEÇİRİLEN SÜRELER
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 2.
fıkrasına göre” işçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya
fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya
değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır.” Kanun
maddesinden anlaşılacağı üzere 1 yıllık kıdem şartı başta olmak üzere kıdem
süresinin hesaplanmasında kanun koyucu; işçinin mutlaka işverenin aynı işyerinde
çalışmış olmasını aramamaktadır. Aynı işverenin değişik işyerlerinde geçirilmiş
olan çalışma sürelerini de hesaba dahil etmektedir. Söz konusu değişik
işyerlerinde farklı işkollarında yada farklı şehirlerde çalışmasında da bir
engel yoktur.
Yine aynı kanun
maddesi uyarınca işçinin kıdeminin iş akdinin fasılalarla yeniden kurulmuş
olmasına bakılmaksızın aynı işverenin işyerinde veya değişik işyerlerinde
çalıştığı toplam süreler göz önüne alınarak hesaplanacağı ön görüldüğünden,
işçinin söz konusu işyerlerinde değişik zamanlarda çalışmış olması süre
bakımından durumunu etkilemeyecek, kıdem açısından da tüm çalışma süreleri
toplanarak hesaplanacaktır. Kanunumuz fasılalı çalışmalar konusunda ayrıma
gitmemiştir.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/12985
Karar Numarası: 2016/17225
Karar Tarihi: 09.06.2016
DAVA
: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücret
alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme,
isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm
süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası
için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı
İsteminin Özeti:
Davacı
vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini
ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık
ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı
Cevabının Özeti:
Davalı
vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme
Kararının Özeti:
Mahkemece,
toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar
verilmiştir.
Temyiz:
Kararı
davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki
yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre
davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde
değildir.
2-4857
sayılı Kanun'un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş
Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik
işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme
bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin
hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla
birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde
gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki
çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem
tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında
dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan
işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki
dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı
işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı
ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son
ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def'inin ileri
sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa
önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin
iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı
altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş
sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya
da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı,
daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup
edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
Dosya
içeriğinden, davacının, davadışı alt işverenler nezdinde davalı ...'ne bağlı
işyerinde çalıştığı ve 10.05.2008-07.09.2009 tarihleri arasındaki çalışma
dönemi için davacıya 913,30 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, hükme esas
alınan bilirkişi raporunda ise, kıdem tazminatı hesaplanırken bu ödemenin
değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Şu halde, yukarıda açıklandığı üzere,
yapılan ödemenin avans olarak değerlendirilip, kanuni faizi ile birlikte
belirlenen kıdem tazminatı hesabından mahsubu gerekirken, yazılı şekilde hüküm
tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz
olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz
harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.