İŞ HUKUKU ve İŞÇİLİK ALACAKLARI

İŞ HUKUKU ve İŞÇİLİK ALACAKLARI

14 Ocak 2017 Cumartesi

İFLÂSIN ERTELENMESİ KARARI VERİLMESİ HÂLİNDE İŞÇİ ALACAKLARININ DURUMU

            İFLÂSIN ERTELENMESİ KARARI VERİLMESİ HÂLİNDE
İŞÇİ ALACAKLARININ DURUMU

                                                                                 Stajyer Avukat Murat YILDIZ          

            Geçmiş yıllarda ve içinde bulunduğumuz son dönemlerde ülkemizin ekonomik olarak güç durumda olduğu tartışmasız bir gerçektir. Yaşamış olduğumuz bu ekonomik sıkıntılar vatandaşların yanında ticari hayatı da fazlasıyla olumsuz etkilemektedir. Öyle ki, ülkemiz ekonomisini oluşturan çoğu ticari şirket ekonomik bunalım, ekonomideki istikrarsızlık ve benzeri birçok sebepten ötürü iflâsın eşiğine gelmekte ve bu durumdan kurtulma ümidiyle mahkemelerden “iflâs erteleme” talebinde bulunmaktadır.
           
            Bir ticari şirketin iflâsına karar verilebilmesinin ön şartı bu şirketin borca batık durumda olmasıdır. Ticari şirketin borca batık durumda olması, bünyesinde çalıştırdığı işçilerin durumunu da derinden etkilemektedir.[1]  İşçilerin ücretlerinin yatırılmaması, fazla süreli çalıştırılması ve hatta işten çıkarılması, borca batık olma durumunda en çok rastlanan örneklerdendir.

            İflâs Kavramı
         İflâs, tacir ya da tacir statüsünde olan bir borçlunun haczedilebilir bütün mal varlığının paraya çevrilip ele geçen para ile tüm borçların ödenmesi amacıyla yapılan bir cebri icra yoludur.[2]
            İflâs kurumunda, bütün alacakların ödenmesi için, alacaklılar dâhil olmak üzere ilgili herhangi bir kişinin iflâs talebinde bulunması yeterli olmakta, icra takibindeki gibi her alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasına gerek bulunmamaktadır. Böylelikle borçlu aleyhine yapılan iflâs takibinin ve iflâs davasının sonucundan bütün alacaklılar yararlanmaktadır.
            Ancak sermaye şirketi ve kooperatif borca batık durumda ise bunları idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kişiler; tasfiye hâlinde ise tasfiye memuru veya bir alacaklı bunların iflâsını isteyebilir.
            Sermaye şirketini ve kooperatifi idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kişiler veya alacaklılardan biri şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğunu gösteren bir iyileştirme projesi sunarak iflâsın ertelenmesini isteyebilir.[3]
           
            İflâsın Ertelenmesi Kavramı
         İflâsın ertelenmesi, bir sermaye şirketi veya kooperatifin iflâsını gerektiren aktiflerinin pasiflerini karşılayamaması hâlinde, Ticaret Mahkemesinin iflâs kararı vermeden önce, talep üzerine şirketin veya kooperatifin malî durumunun düzeltileceğini tespit etmesi hâlinde, şirket ya da kooperatifin iflâsı yönünde vereceği kararı vermeyerek, şirket veya kooperatifin malî durumunun düzeltilmesi için süre vermesini ifade eden bir müessesedir[4].(TK m. 377; İİK m. 179, 179/A ve 179/B)
            İflâsın ertelenmesi kararı verilmesinde amaç, borca batık hâlde olan şirketin malî durumunun bu hâlden kurtulacak kadar düzeltilmesini sağlamak ve derhâl iflâsa karar verilmesinin; alacaklılar, borçlu şirket ve diğer ilgililer bakımından sakıncalarını önlemek ve bilhassa da şirketin iflâstan kurtulması ya da borçlarının yüksek oranda ödenmesini sağlamaktır. Kanun koyucu iflâsın ertelenmesi müessesesi ile alacaklıların ve şirketin yararlarını da içerecek şekilde genel ve makroekonomik menfaatlerin korunmasını amaçlamaktadır. Yani iflâsın ertelenmesi ile çok sayıda şirketin borca batıklık ile karşı karşıya kaldığı durumlarda genel ekonomi ile işletme ekonomilerinin karşılıklı olarak birbirlerini olumsuz etkilememeleri amaçlanmış, bunun yanında şirketin faaliyetlerinin devamı ve artırılması, özellikle vergi başta olmak üzere kamu gelirlerinin devamı ve artması gibi kamu yararına dönük amaçlar öngörülmüştür.[5]

            6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.377 uyarınca iflâsın ertelenmesi imkânı yalnızca tüzel kişilere ve sermaye şirketlerine tanınmıştır. Gerçek kişi tacirler iflâsın ertelenmesi yoluna başvuramamaktadırlar. Bu çerçevede iflâsın ertelenmesi müessesesine;
Ø      Anonim Şirketler
Ø      Limited Şirketler
Ø      Kooperatifler
Ø      Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler başvurabilecektir.

            İşte bu noktada, iflâsın ertelenmesi kararı verilmesi hâlinde borca batık şirketlerin bünyesinde çalışanların haklarının ne olacağı sorusu gündeme gelmektedir.

            İflâsın Ertelenmesi Kararının İşçi Alacaklarına Etkisi
         İflâsın ertelenmesi kurumu yukarıda da açıklandığı üzere, borca batık durumda olan ancak mâli durumunun iyileştirilebileceği hususunda beklenti içerisinde olan sermaye şirketleri ve kooperatiflerin başvuracağı bir yoldur.
             Bir açıdan bakıldığında iflâsın ertelenmesi kurumunun yalnızca sermaye sahiplerine yani işverenlere yarar sağladığı kanısı oluşabilmektedir. Öte yandan bu durumda yalnızca işverenlerin lehine değil, işçilerin lehine de sonuç doğmaktadır. Şöyle ki, işverenin borca batıklık durumundan kurtulması hâlinde aksi bir durum gerçekleşmediği müddetçe dolaylı olarak işçilerin de iş hayatı ve geleceği garanti altına alınmaktadır.
            2004 Sayılı İcra İflâs Kanunu’nun 179. maddesinin b bendindeki düzenleme uyarınca erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan takipler dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış olan takipler durur. Bu hükme iki istisna getirilmiştir. Bunlar, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve İcra İflâs Kanunu’nun 206. maddesi uyarınca işçi alacakları için yapılacak haciz yoluyla takiptir. 206. maddede, “Teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından, aşağıdaki sıra ile verilmek üzere kaydolunur: Birinci sıra: A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları…” denilmek suretiyle işçi alacaklarının iflâs erteleme durumunda güvence altına alınması sağlanmıştır.
            İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dâhil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatı alacakları imtiyazlıdır.[6]
            İflâs tarihinden bir yıl önce doğmuş olan işçilik alacakları ise ayrıcalıklı değildir. Bu sebeple bir yıldan önce doğmuş olan işçilik alacaklarının dördüncü sıraya kaydedilmesi gerekmektedir. İşçi, iflâs tarihinden önce iş akdini feshetmişse, iflâs tarihinden geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcından işten ayrılma tarihine kadar olan süredeki ücret alacağı ayrıcalıklıdır.
            Söz konusu sürelerin hesaplanmasında iflâsın açılmasından önce mühlet de dahil olmak üzere geçirilen konkordato süresi, iflâsın ertelenmesi süresi ve alacak hakkında açılan davanın devam ettiği süre ile terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesinde ölüm tarihinden tasfiye kararı verilene kadar geçen süreler dikkate alınmaz.
            Ayrıca her ne kadar kanun lafzında belirtilmiş olmasa da iş kazasından kaynaklanan manevi tazminat ve işçinin ölümü hâlinde yakınlarının hak kazandığı destekten yoksun kalma tazminatı da İcra İflâs Kanunu’nun 206. maddesinde öngörülen birinci sırada imtiyazlı alacaklardandır.[7]
            Tüm alacaklıların menfaati gözetilerek verilen iflâs erteleme kararının yanında, işletmenin faaliyetine devam etmesinde büyük yararı olan işçilerine takip yapma imkânı verilmesi, alacaklılar arasında göreceli bir eşitsizlik yarattığı gibi, erteleme kararının başarıya ulaşmaması hâlinde onlara zarar veren bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Ancak işçinin tek gelir ve geçim kaynağının ücret alacağı olduğu gerçeği göz önüne alındığı takdirde böyle bir istisnanın tanınmasının, -her ne kadar doktrinde karşıt görüşler olsa da-[8] gayet yerinde olduğu görülecektir.[9]


                                                          

                                                           KAYNAKÇA

ATALAY, Oğuz, "İflâsın Ertelenmesi", Bankacılar Dergisi, s.47, 2003
GÜNAY, Cevdet İlhan, İş Davaları, Yetkin Yayınları, Ankara, 2016
KURU, Baki, İcra ve İflâs Hukuku, Legal Yayınları, İstanbul, 2016
OSKAY, Mustafa/ KOÇAK, Coşkun/ DEYNEKLİ, Adnan/ DOĞAN, Ayhan, İİK Şerhi, Ankara, 2007
ÖZTEK, Selçuk, İflâsın Ertelenmesi, Arıkan Yayınları, Ankara, 2007
SAYHAN, İsmet, Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerde Borca Batıklık Sebebiyle İflâs ve İflâsın Ertelenmesi
SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul, 2015
YILMAZ, Berna Burcu, "İflasın Ertelenmesi Talebinde İyileştirme Projesi.", Maliye Finans Yazıları, s.85, 2009






[1]              OSKAY, M., KOÇAK, C., DEYNEKLİ, A. DOĞAN, A., İİK Şerhi
[2]              SAYHAN, İsmet, Borca Batıklık Sebebiyle İflâs ve İflâsın Ertelenmesi
[3]              OSKAY, M., KOÇAK, C., DEYNEKLİ, A. DOĞAN, A., İİK Şerhi, s.4613
[4]              BÜRGİ, Art. 725, N. 18; Giroud, s. 105; Lanz, s.160; KURU, Sermaye Şirketleri, s.627; ÜSTÜNDAĞ, Günümüzde Yargı, s.18; ATALAY, iflâsın Ertelenmesi, s.50.
[5]              ATALAY, Oğuz, İflâsın Ertelenmesi, s.51-52
[6]              Yargıtay 12. H.D., 14.11.2011 tarihli 2011/5720 E. no'lu kararı
[7]              Yargıtay 19. H.D. 25.01.2007 tarihli E/K: 9508/354 no'lu kararı
[8]              ATALAY, Oğuz, İflâsın Ertelenmesi, Prof. Dr. Baki Kuru Armağan
[9]              ÖZTEK, Selçuk, İflâsın ertelenmesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder